Kıymetleri fikirleriyle toplantımıza katkı verecek tüm misafirlerimize teşekkür ediyorum. Dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerime selamlarımı iletiyorum.
7 Ekim’den beri İsrail’in saldırılarına rağmen vatanına sahip çıkan Gazzeli kardeşlerime selamlarımı iletiyorum. İsrail’in saldırılarına direnen Gazze’yi selamlıyorum.
İsrail’in saldırılarında 16 binin üzerinde şehit ve 36 binin üzerinde yaralı verildi. Şehit edilen her üç kişiden ikisini çocuklar, kadınlar ve bebekler oluşturuyor. Küresel güvenlik için kurulan BM kendi çalışanlarını dahi İsrail barbarlığından koruyamıyor. İsrail’in katliamı hızlandı, direnen Gazze’yi selamlıyorum
Batılı ülkeler İsrail’e daha fazla çocuk öldürmesi için şartsız destek veriyor. Uluslararası basın kuruluşları öldürülen meslektaşları için tek cümle kuramıyor. Bunlar bize yıllarca demokrasi ve hukuk dersi vermişti. Basın özgürlüğünden bahseden bunlar değil miydi?
Hepimize yıllarca demokrasi ve hukuk dersi veren ülkeler İsrail’in katliamlarına karşı kör ve sağır kesilmiş durumdadır.
Şatafatlı ideolojileri, beyannameleri, ilkeleri yerle yeksan olmuştur. Bunca masumun ölümünü Hamas bahanesi ile geçiştirmeye çalışanların insanlığa söyleyecekleri bir şey kalmamıştır.
Gazze, küresel sistem açısından bir turnusol kağıdı işlevi gördü. Şahit olduklarımız batılı demokrasilerden küresel şirketlere birçok yapının gerçek yüzünü bize gösterdi. BM kurumsal olarak Gazze imtihanından başarısız çıktı.
BM Genel Kurulu’nda 121 evet oyu ile kabul edilen karar kıymetli adımdı. Yapısı nedeniyle kaldı. Akan kanın durmasında tesirli olamadı. Bu tablo bile 2 milyarlık Müslüman alemi olarak nasıl bir cendereye sıkıştırıldığımızı gösteriyor.
Bir tarafta kan akmasın diyen 121 ülke diğer tarafta İsrail’e açık çek veren 3-5 ülke var. Böyle bir yapının ne barışlı getirmesi ne de insanlığa umut getirmesi mümkün değil.
Hiçbirimiz bu sistemi kabul etmek zorunda değiliz. Müslümanlar olarak daha adil dünya mümkündür diyoruz. Gelecek nesillere karşı da sorumluluğumuzdur bu. Bunu yaparken elimizdeki imkanlardan sonuna kadar istifade edeceğiz.
İslam İşbirliği Teşkilatı mücadelenin tek ses yürütülmesinde bizlere önemli bir zemin sunuyor. Riyad’da Filistin meselesindeki duruşumuzu ortaya koyduk. Kilometre taşı mahiyetinde kararlar aldık.
İsrail’in mevcudiyetini kabul ettiği nükleer silahlar meselesinin unutulmasına izin vermeyeceğiz. Şu anda Gazze kasabı olan Netanyahu, bir savaş suçlusu olmanın ötesinde Miloseviç gibi, Gazze Kasabı olarak yargılanacaktır.
Gazze’nin yeniden imarı için hazırlıklara şimdiden başlamalıyız. Gazze bir Filistin toprağıdır, Gazze Filistinlilerindir ebediyen de öyle kalacaktır. İsrail’e bırakmamak hepimizin boynunun borcudur. Bunun aynı zamanda kendi toprak bütünlüğü için yapmalıyız.
Yarın başka yerlere göz dikeceklerini iyi bilmiyoruz. Gazze kasabı meselenin Gazze ya da Ramallah olmadığını kameralar önünde ifşa etti. Gazze’yi ve Filistin’i savunmak demek Mekke’yi, Medine’yi İstanbul’u savunmak demektir.
Yangının acının, feryadın bizim ocağımıza ulaşmasını beklersek o yangın bir gün evimize gelecektir.
Filistin için çabalarımızı çok yönlü olarak sürdüreceğiz. 67 sınırlarında bir Filistin devletinin vücut bulmasının ne kadar önemli olduğu anlaşıldı. Barışa giden yol Filistin devletinin kuruluşundan geçmektedir.
Kuranı Kerimin yakıldığı 500’ün üzerinde İslam karşıtı saldırı gerçekleşti. İslam düşmanlığı batı toplumlarında veba gibi yayılırken hiçbir önlem alınmıyor. Alçakça eylemler düşünce özgürlüğü kisvesinde mazur görülüyor.
Burada asıl amaç Müslümanları kışkırtarak 85 yıl öncesi gibi Müslüman sorunu oluşturmaktır. Bizi çekmek istedikleri tuzağa düşmeyeceğiz. Ortak hareket etmemiz önemli. Uluslararası platformları kullanarak nefret suçlarıyla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Elektronik ticaret ve dijital dönüşüm alanlarının yenilikçiliği teşvik ettiği aşikardır.
Ayrıntılar geliyor…